...Helaman, Ammon halkının iki bin
delikanlısını emri altına alır. M.Ö. tahminen 64–63 yılları.
...10 Ve şimdi
işte, aslen Lamanlı olan Ammon halkı hakkında söyleyeceğim birkaç sözüm var;
onlar Ammon ve kardeşlerinin aracılığıyla, yani Tanrı sözünün ve gücünün
sayesinde Rab'be döndürülmüşlerdi; ve onlar Zarahemla ülkesine getirilmişlerdi;
ve o zamandan beri her zaman Nefililer tarafından korundular.
11
Ve ettikleri yemin nedeniyle kardeşlerine karşı silaha sarılmaları
engellenmişti; çünkü bir daha kan dökmeyeceklerine dair yemin etmişlerdi ve
yeminlerine göre öleceklerdi; evet, Ammon ve kardeşlerinin onlara gösterdiği
merhamet ve büyük sevgi olmasaydı, kardeşlerinin eline düşmeye razı olacaklardı.
12
Ve işte bu yüzden Zarahemla ülkesine getirildiler; ve Nefililer tarafından daima
korundular.
13
Fakat öyle oldu ki Nefililer'in kendileri için atıldıkları tehlikeleri,
çektikleri onca sıkıntı ve zorluğu görünce, üzülüp onlara acıdılar ve
vatanlarını savunmak için silaha sarılmak istediler.
14
Fakat işte, savaş silahlarına sarılmak üzereyken Helaman ve kardeşlerinin ikna
edici sözlerinden etkilendiler; çünkü etmiş oldukları yemini bozmak üzereydiler.
15
Ve Helaman böyle davranırlarsa ruhlarını kaybetmelerinden korkuyordu; bu nedenle
bu antlaşmayı yapmış olan herkes kardeşlerini o anda içinde bulundukları bu
tehlikeli durumda sıkıntı çekerken seyretmeye mecbur kaldı.
16
Fakat işte, öyle oldu ki düşmanlarına karşı kendilerini savunmak için savaş
silahlarına sarılmayacaklarına dair antlaşma yapmamış çok sayıda oğulları vardı;
onun için eli silah tutanların hepsi o zaman bir araya gelip Nefililer adını
aldılar.
17
Ve onlar, Nefililer'in özgürlüğü için çarpışacaklarına, evet, canları pahasına
da olsa vatanı savunacaklarına dair bir antlaşma yaptılar; evet, hatta
özgürlüklerinden asla vazgeçmeyeceklerine, her koşul altında Nefililer'i ve
kendilerini tutsaklıktan korumak için dövüşeceklerine dair antlaşma yaptılar.
18
Şimdi işte, o gençlerden iki bin tanesi bu antlaşmaya girip vatanlarını savunmak
için savaş silahlarını aldılar.
19
Ve şimdi işte, o ana dek Nefililer için asla bir engel oluşturmamışlardı; şimdi
bu dönemde onlara çok büyük destek oldular; çünkü savaş silahlarını alıp
Helaman'ın liderleri olmasını istediler.
20
Ve onların hepsi gençti; ve onlar cesaret ve aynı zamanda kuvvet ve canlılıkta
yiğitlerin yiğidiydiler; ama işte, hepsi bu kadar değil, kendilerine ne emanet
edilirse edilsin, her zaman güvenilecek insanlardı.
21
Evet, onlar doğru ve ağırbaşlı insanlardı; çünkü onlara Tanrı'nın emirlerini
yerine getirmeleri ve O’nun önünde doğrulukla yürümeleri öğretilmişti.
22
Ve şimdi öyle oldu ki Helaman iki bin genç askerinin başında, güneyde batı
denizinin yanındaki ülke sınırında oturan halkın yardımına koşmak için yürüyüşe
geçti.
23
Ve Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin yirmi sekizinci yılı böylece sona
erdi.
54.
BÖLÜM
Ammoron
ve Moroni esir değiştirmek için pazarlık ederler—Moroni Lamanlılar'ın geri
çekilmesini ve cani saldırılarını kesmelerini ister—Ammoron Nefililer'in
silahlarını bırakmalarını ve Lamanlılar'a boyun eğmelerini talep eder. M.Ö.
tahminen 63 yılı.
VE
öyle oldu ki hakimler yönetiminin yirmi dokuzuncu yılının başlarında Ammoron
Moroni'ye bir haber yollayarak esirlerin değiştirilmesini istedi.
2 Ve
öyle oldu ki Moroni bu isteği büyük bir sevinçle karşıladı; çünkü Lamanlı
tutsaklara verdikleri yiyecekle kendi halkını beslemek istiyordu; ve ayrıca
ordusunu kuvvetlendirmek için kendi halkını istiyordu.
3
Şimdi Lamanlılar birçok kadın ve çocuğu esir almışlardı ve Moroni'nin esirleri
ya da Moroni'nin almış olduğu esirler arasında tek bir kadın ve çocuk
bulunmuyordu; bu nedenle Moroni Lamanlılar'dan mümkün olduğu kadar çok Nefili
esiri geri alabilmek için bir savaş hilesi düşündü.
4
Bu nedenle Moroni bir mektup yazarak bunu kendisine mektup getiren Ammoron'un
hizmetkârı aynı adamla gönderdi.Şimdi Ammoron'a yazıp söylediği sözler şunlardır:
5
İşte, Ammoron, halkıma karşı açtığın, daha doğrusu kardeşinin onlara karşı açmış
olduğu ve onun ölümünden sonra senin hâlâ sürdürmeye kararlı olduğun bu savaş
hakkında sana birkaç şey yazıyorum.
6
İşte, size Tanrı'nın adaleti hakkında ve tövbe edip ordularınızı kendi
topraklarınıza ya da Nefi ülkesi olan sahip olduğunuz topraklara geri
çekmediğiniz sürece, başınızın üzerinde asılı duran Tanrı'nın her şeye gücü
yeten öfkesinin kılıcı hakkında birkaç şey anlatmak istiyorum.
7
Evet, eğer bu sözleri dinleyecek kadar gücün olsaydı, bunları sana anlatırdım;
evet, tövbe edip kanlı amaçlarınızdan vazgeçmezseniz ve ordularınızla kendi
topraklarınıza geri dönmezseniz, senin ve kardeşin gibi cana kıymış katilleri
yutmaya hazır bekleyen o korkunç cehennemden sana söz etmek isterim.
8
Fakat sen bu şeyleri daha önce reddedip Rab'bin halkına karşı savaştığın için,
yine aynı şeyleri yapacağını tahmin edebiliyorum.
9
Ve şimdi işte, biz sizleri karşılamaya hazırız; evet ve amaçlarınızdan
vazgeçmezseniz, işte, reddettiğiniz o Tanrı'nın gazabını tamamen yok oluncaya
kadar üzerinize çekeceksiniz
10
Fakat geri çekilmeyecek olursanız, Rab'bin yaşadığı nasıl gerçekse, ordularımız
üzerinize gelecek ve çok yakında ölümle ziyaret edileceksiniz; çünkü
şehirlerimizi ve topraklarımızı size bırakmayacağız; evet ve dinimizi ve
Tanrı’mızın davasını savunacağız.
11
Fakat işte, bana öyle geliyor ki bunlardan sana boşuna söz ediyorum; başka bir
deyişle, senin bir cehennem çocuğu olduğunu varsayıyorum; bu yüzden mektubuma
son verirken bir esir karşılığında bir adamı, karısını ve çocuklarını bırakma
şartını kabul etmezsen, esir değiştirmeyeceğimi sana bildirmek istiyorum; eğer
bu durumu kabul edersen, esir değiştiririm.
12
Ve işte, eğer bunu yapmazsan, ordularımla üzerinize yürüyeceğim; evet, hatta
kadınlarımı ve çocuklarımı bile silahlandıracağım ve üzerinize geleceğim; ve
sizin peşinizden ta ülkenize kadar, bizim ilk mirasımız olan ülkeye kadar
geleceğim; evet ve kana karşı kan dökülecek, evet, cana karşı can alınacak; ve
yeryüzünden silinip kökünüz kuruyuncaya kadar sizinle savaşacağım.
13
İşte, benim ve halkımın öfkesi burnumuzda!Siz bizi öldürmeye çalıştınız ve biz ise sadece
kendimizi savunmaya çalıştık.Fakat işte,
bizi tekrar öldürmeye kalkışırsanız, biz de sizi öldürmeye çalışacağız; evet ve
ülkemizi, ilk mirasımız olan ülkeyi geri alacağız.
14
Şimdi mektubumu burada bitiriyorum.Ben Moroni'yim; Nefili halkının bir lideriyim.
15
Şimdi öyle oldu ki Ammoron bu mektubu alınca öfkelenip Moroni'ye başka bir
mektup yazdı; ve onun yazıp söylediği sözler şunlardır:
16
Ben Lamanlılar'ın kralı Ammoron'um; öldürdüğünüz Amalikiya'nın kardeşiyim.İşte onun kanının intikamını sizden alacağım;
evet ve ordularımla üzerinize geleceğim, çünkü sizin tehditlerinizden
korkmuyorum.
17
Çünkü işte, atalarınız kardeşlerine karşı öyle büyük bir haksızlık ettiler ki
onların hakkı olmasına rağmen, yönetici olma haklarını onlardan çaldılar.
18
Ve şimdi işte, silahlarınızı bırakıp, yönetmeye hakkı olanların yönetimi altına
girerseniz, o zaman ben de halkıma silahlarını bırakmalarını emredeceğim ve bir
daha sizinle savaşmayacaklar.
19
İşte bana ve halkıma karşı bir sürü tehdit solumuşsun; ama bak, tehditlerinizden
korkmuyoruz.
20
Yine de elimdeki yiyeceği savaşçılarıma saklayabilmek için karşılıklı esir
değiştirme isteğini memnuniyetle kabul edeceğim; ve biz sonsuza dek sürecek bir
savaşa devam edeceğiz; ya Nefililer'i yetkimiz altına sokacağız ya da onları
sonsuza dek yok edeceğiz.
21
Ve şu reddettiğimizi söylediğin Tanrı'ya gelince, işte, biz böyle bir varlığı
tanımıyoruz; siz de tanımıyorsunuz; fakat olur da böyle bir varlık varsa,
bildiğimiz tek şey O'nun sizi yarattığı gibi bizi de yarattığıdır.
22
Ve eğer öyle olur da bir şeytan ve cehennem varsa, işte Tanrı, öldürdüğünüz ve
böyle bir yere gittiğini üstü kapalı olarak söylediğin kardeşimle birlikte
yaşamak üzere seni de oraya göndermeyecek midir?Ama işte, bunların sözünü bile etmeye değmez.
23
Ben Ammoron'um ve atalarınızın zorla Yeruşalem’den çıkardıkları Zoram'ın
soyundan geliyorum.
24
Ve işte şimdi, ben cesur bir Lamanlı'yım; işte, bu savaş onların uğradığı
haksızlıkların öcünü almak ve onların yönetim haklarını ele geçirip korumak
üzere başlamıştır; ve Moroni'ye yazdığım mektubuma burada son veriyorum.
55.
BÖLÜM
Moroni
karşılıklı esir değiştirmeyi reddeder—Lamanlı muhafızlar kandırılıp sarhoş
edilir ve Nefili esirler serbest bırakılır—Gid şehri kan dökülmeden ele
geçirilir. M.Ö. tahminen 63–62 yılları.
ŞİMDİ
öyle oldu ki Moroni bu mektubu aldığında daha da öfkelendi; çünkü Ammoron'un
bile bile herkesi aldatmaya çalıştığını biliyordu; evet, Ammoron'u Nefi halkına
karşı savaş açmaya iten sebebin haklı bir sebep olmadığını kendisinin bildiğini
biliyordu.
2Ve Moroni şöyle dedi:İşte, mektubumda belirttiğim gibi, Ammoron
amaçlarından vazgeçmediği sürece onunla esir değiştirmeyeceğim; çünkü elindeki
güçten daha fazlasına sahip olmasına izin veremem.
3
İşte, Lamanlılar'ın esir aldığı halkımı nerede tuttuklarını biliyorum; ve
mademki Ammoron mektubumda istemiş olduğum şeyleri yerine getirmek istemiyor,
işte, sözüm doğrultusunda hareket edeceğim; evet, barış diye yalvarıncaya kadar
aralarında ölüm saçacağım.
4
Ve şimdi öyle oldu ki Moroni bu sözleri söyledikten sonra, kendi askerleri
arasında belki Laman soyundan birini bulurum umuduyla bir araştırma yaptırdı.
5
Ve öyle oldu ki Laman adında birini bulup getirdiler; ve o, Amalikiya tarafından
öldürülen kralın hizmetkârlarından biriydi.
6
Şimdi Moroni, Laman'a ve birkaç askerine Nefililer'i gözaltında tutan
muhafızların yanına gitmelerini emretti.
7
Şimdi Nefililer, Gid şehrinde gözaltında tutuluyordu; bu yüzden Moroni, Laman'ı
görevlendirip birkaç askerinin de onunla beraber gitmesini emretti.
8
Ve gece olduğunda, Laman Nefililer'i gözaltında tutan bekçilerin yanına gitti;
ve işte, yaklaştığını gören bekçiler ona seslendiler; fakat Laman onlara:“Korkmayın!
İşte, ben bir Lamanlı'yım.İşte,
Nefililer'in elinden kaçıp kurtulduk; ve onlar uyuyorlar; ve işte, onların
şarabından biraz alıp yanımızda getirdik” dedi.
9
Şimdi bu sözleri işiten Lamanlılar onu sevinçle karşıladılar ve ona:“Bize şarabından biraz ver de içelim, yanında
böyle şarap getirdiğin için çok memnun olduk; çünkü yorgunuz” dediler.
10
Fakat Laman onlara:
“Şarabımızı Nefililer'e karşı savaşmaya gideceğimiz zamana saklayalım” dedi.Fakat bu sözler onların şarap içme arzularını
daha da arttırdı.
11
Çünkü onlar:“Yorgunuz,
onun için şaraptan bir yudum alalım; ve yakında Nefililer’e karşı savaşa
gitmemiz için bize güç verecek şarap hakkımız nasıl olsa gönderilecek ” dediler.
12
Ve Laman onlara:
“Dilediğiniz gibi olsun!” dedi.
13
Ve öyle oldu ki şaraptan bol bol içtiler ve tadı hoşlarına gittiği için daha çok
içtiler; ve şarap özel olarak hazırlandığından sertti.
14
Ve öyle oldu ki içip neşelendiler ve çok geçmeden hepsi zil zurna sarhoş oldu.
15
Ve şimdi Laman ile adamları onların hepsinin sarhoş olup derin bir uykuya
daldıklarını görünce, Moroni'nin yanına dönüp olan biten her şeyi ona
anlattılar.
16
Ve şimdi her şey Moroni'nin planladığı gibi olmuştu.Ve Moroni adamlarını savaş silahlarıyla hazırladı
ve Lamanlılar sarhoş olup derin derin uyurken Gid şehrine geldi; ve içeri
esirlere savaş silahları attılar, öyle ki esirlerin hepsi silahlandı.
17
Evet, Moroni esirlerin hepsini silahlandırırken, onların hanımlarına ve eli
silah tutan çocuklarına da silah verildi; ve bütün her şey büyük bir sessizlik
içinde olup bitti.
18
Ancak Lamanlılar'ı uyandırmış olsalardı, işte onlar sarhoştu ve Nefililer onları
öldürebilirdi.
19
Fakat işte, Moroni’nin isteği bu değildi; adam öldürmekten veya kan dökmekten
hoşlanmazdı; onu sevindiren şey halkını yıkımdan kurtarmaktı; ve bu yüzden
haksızlık olur düşüncesiyle Lamanlılar'a saldırıp onları sarhoşken öldürmek
istemedi.
20
Nasıl olsa amacına ulaşmıştı; çünkü şehrin surları içinde bulunan Nefili
esirleri silahlandırmıştı ve surların içinde bulunan bu bölümleri ele
geçirebilmeleri için onlara gereken gücü sağlamıştı.
21
Ve Moroni ondan sonra yanındaki adamları biraz geri çekerek Lamanlı ordularının
etrafını sarmalarını emretti.
22
Şimdi işte bunların hepsi gece vakti yapıldı; öyle ki Lamanlılar sabahleyin
uyandıklarında dışarıda Nefililer tarafından sarılmış olduklarını ve içeride de
esirlerinin silahlandırılmış olduğunu gördüler.
23 Ve
böylece Nefililer'in kendilerinden daha güçlü olduğunu gördüler; ve bu
koşullarda Nefililer'le savaşmanın pek akıllıca bir iş olmayacağını düşündüler;
bu nedenle başkomutanları askerlerinin savaş silahlarını bırakmalarını istedi ve
topladıkları silahları getirip Nefililer'in ayakları önüne attılar ve merhamet
dilediler.
24
Şimdi işte, Moroni'nin isteği de buydu.Onları esir alıp şehri ele geçirdi ve Nefili olan
esirlerin hepsinin serbest bırakılmasını emretti; ve onlar Moroni'nin ordusuna
katıldılar ve onun ordusunu çok güçlendirdiler.
25
Ve öyle oldu ki Moroni esir aldığı Lamanlılar'ı Gid şehrinin çevresinde bulunan
istihkâmları sağlamlaştırmak için çalıştırmaya başladı.
26
Ve öyle oldu ki Gid şehrini istediği gibi kuvvetlendirdikten sonra, esirlerini
Bolluk şehrine aldırdı; ve bu şehri de çok güçlü bir kuvvetle korudu.
27
Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın çevirdiği tüm dolaplara rağmen, Nefililer
aldıkları esirlerin hepsini korumayı bilip hiç kimseyi ellerinden kaçırmadılar;
ve aynı zamanda geri aldıkları toprakları ve üstünlüklerini korudular.
28
Ve öyle oldu ki Nefililer yeniden galip gelmeye ve hak ve ayrıcalıklarını geri
almaya başladılar.
29
Lamanlılar geceleyin birçok kez onların etrafını sarmaya çalıştılarsa da bu
girişimleri sonunda pek çoğu esir düştü.
30
Ve zehirleyerek ya da sarhoş edip öldürmek için Nefililer'e kendi şaraplarından
içirmeyi pek çok kez denediler.
31
Fakat işte, Nefililer bu zor günlerinde Tanrıları Rab'bi hatırlamakta ağır
davranmadılar.Onların
tuzaklarına düşmediler; evet, ilk önce Lamanlı esirlerden bir kaçına vermeden,
onların şarabından içmediler.
32
Ve aralarında kimseye zehir verilmemesi için böyle tedbirli hareket ediyorlardı;
çünkü onların şarapları Lamanlı birini zehirlerse, Nefili birini de
zehirleyecekti; ve bütün içkilerini böyle denediler.
33
Ve şimdi öyle oldu ki Moroni'nin Moriyanton şehrine saldırıya geçmek üzere
hazırlık yapması gerekiyordu; çünkü işte, Lamanlılar kendi emekleriyle
Moriyanton şehrini öyle istihkâm etmişlerdi ki burası güçlü bir kale olmuştu.
34
Ve bu şehre durmadan yeni kuvvetler ve ayrıca yeni malzemeler getiriyorlardı.
35
Ve Nefi halkı üzerindeki hakimler yönetiminin yirmi dokuzuncu yılı böylece sona
erdi.
56. BÖLÜM
Helaman,
Moroni'ye bir mektup göndererek Lamanlılar'la yaptıkları savaşın durumunu
anlatır—Antipus ve Helaman Lamanlılar'a karşı büyük bir zafer
kazanırlar—Helaman'ın iki bin delikanlı oğlu mucizevi bir güçle savaşır ve
hiçbiri ölmez. 1. ayet
M.Ö. tahminen 62 yılı, 2–19 ayetler M.Ö. tahminen 66 yılı ve 20–57 ayetler M.Ö.
tahminen 65–64 yılları.
VE
şimdi öyle oldu ki hakimler yönetiminin otuzuncu yılının başlarında, birinci
ayın ikinci gününde Moroni Helaman'dan ülkenin o bölgesinde bulunan halkın
durumunu anlatan bir mektup aldı.
2 Ve
onun yazıp söylediği sözler şunlardır:Benim hem Rab'de, hem de savaş sıkıntılarımızda
yürekten sevdiğim kardeşim Moroni; işte, sevgili kardeşim, ülkenin bu
bölgesindeki savaşımızla ilgili sana söyleyeceklerim var.
3
İşte Ammon'un Nefi ülkesinden getirdiği bu insanların oğullarından iki bin
tanesi—şimdi onların atamız Lehi'nin büyük oğlu Laman'ın soyundan geldiğini
biliyorsun.
4
Şimdi onların gelenekleri ya da inançsızlıkları konusunda uzun uzun anlatmama
gerek yok; zira bütün bunları biliyorsun—
5
Bu yüzden sana şu kadarını söyleyeyim ki bu gençlerden iki bini savaş
silahlarını alıp benim liderleri olmamı istediler; ve biz vatanımızı savunmak
için ilerledik.
6
Ve şimdi sen onların babalarının kan dökmek amacıyla kardeşlerimize karşı savaş
silahı kaldırmayacağız diye yaptıkları antlaşmayı da biliyorsun.
7
Fakat yirmi altıncı yılda, onlar kendileri için katlandığımız acı ve sıkıntıları
gördüklerinde yaptıkları antlaşmayı bozup bizi savunmak için savaş silahlarına
sarılmaya hazırdılar.
8
Fakat yapmış oldukları bu antlaşmayı bozmalarına izin vermedim; zira ettikleri
yemini tutmaları nedeniyle Tanrı'nın bizi kuvvetlendireceğine, öyle ki daha
fazla acı çekmeyeceğimize inanıyordum.
9
Fakat işte, çok sevineceğimiz bir şey oldu.Çünkü işte, yirmi altıncı yıl içinde, ben Helaman
bu iki bin genç adamın başında ülkenin bu bölgesindeki halkın üzerine lider
olarak atamış olduğun Antipus'a yardım etmek için Yahudiye şehrine yürüdüm.
10
Ve iki bin oğlumu (zira onlar oğullar denmeye layıktır) Antipus'un ordusuyla
birleştirdim; Antipus gelen bu yardıma çok sevindi; çünkü işte, Lamanlılar'ın
kuvvetleri adamlarımızdan pek çoğunu öldürmüş olduklarından Antipus'un ordusu
Lamanlılar tarafından azaltılmıştı; bu yüzden yas tutmamız gerekir.
11
Ancak bize teselli veren nokta şudur ki onlar vatanları ve Tanrı’ları uğruna
ölmüşlerdir; evet ve onlar mutludur.
12
Ve Lamanlılar'ın elinde çok sayıda esir bulunuyordu; bu esirlerin hepsi
komutandır; çünkü onların dışında hiç kimseyi sağ bırakmadılar.Ve eğer öldürülmemişlerse, onların şu an Nefi ülkesinde olduklarını
sanıyoruz.
13
Ve şimdi Lamanlılar'ın onca cesur adamımızın kanını akıtarak ele geçirmiş
oldukları şehirler şunlardır:
14
Manti ülkesi veya Manti şehri ve Zeezrom şehri ve Kumeni şehri ve Antipara
şehri.
15
Ve Yahudiye şehrine vardığımda ellerindeki şehirler bunlardı; ve ben, Antipus'la
adamlarını şehrin savunmasını arttırmak için var güçleriyle çalışırken buldum.
16
Evet ve onlar hem ruhen hem de bedenen çökmüşlerdi; çünkü şehirlerini korumak
için gündüzleri kahramanca savaşıp geceleri ise çalışmışlardı; ve böylece her
türlü büyük sıkıntılara katlanmışlardı.
17
Ve şimdi onlar burada ya galip gelmeye ya da ölmeye karar vermişlerdi; bu yüzden
yanımda getirdiğim bu küçük kuvvetin, evet, bu benim oğullarımın onlara ne denli
büyük ümit verip onları sevindirdiğini tahmin edebilirsin.
18
Ve öyle oldu ki Lamanlılar, Antipus'un ordusunun takviye güç aldığını görünce,
Ammoron'un emriyle Yahudiye şehrine yani bize karşı savaş açmaları engellendi.
19
Ve böylece biz Rab'bin lütfuna erdik; çünkü bu zayıf halimizde bize saldıracak
olsalardı, belki de ufacık ordumuzu yok edeceklerdi; ancak böylece kurtulmuş
olduk.
20
Ammoron, almış oldukları bu şehirleri korumaları emrini verdi.Ve yirmi altıncı yıl böylece sona erdi.Ve yirmi yedinci yılın başında kendimizi ve
şehrimizi savunmaya hazırdık.
21
Şimdi, Lamanlılar'ın bize saldırmalarını arzu ediyorduk; çünkü kendi
kalelerindeyken onlara saldırmak istemiyorduk.
22
Ve öyle oldu ki gece veya gündüz Lamanlılar bizi atlatıp kuzeydeki diğer
şehirlerimize saldırıya geçmesin diye onların hareketlerini izlemek üzere
çevreye casuslar yerleştirdik.
23
Çünkü bu şehirlerde oturanların onlara karşı direnecek yeterli gücü olmadığını
biliyorduk; bu nedenle, bizi geçecek olurlarsa onlara arkalarından saldırmak
istiyorduk ve böylece önden saldırıya uğradıkları aynı anda biz de onları
arkadan durduracaktık.
Onları yenebileceğimizi hesap ediyorduk; fakat işte, umduğumuzu bulamadık.
24
Yeteri kadar kuvvetli olamamaktan ve yenik düşmekten korktukları için ne
ordularının tamamıyla ne de ordularının bir bölümüyle yanımızdan geçmeye cesaret
edemediler.
25
Zarahemla şehrine yürümeye cesaret edemedikleri gibi Sidon kaynağından geçip
Nefiha şehrine gitmeye de cesaret edemediler.
26
Ve böylece, almış oldukları bu şehirleri kendi kuvvetleriyle korumaya
kararlıydılar.
27
Ve şimdi öyle oldu ki bu yılın ikinci ayında, bu iki bin oğlumun babaları bize
büyük miktarda erzak getirdiler.
28
Ve bunun yanı sıra Zarahemla ülkesinden bize iki bin adam gönderildi.Ve böylece biz on bin adamla ve onlar için ve
onların eşleri ve çocukları için gönderilmiş erzaklarımızla hazır bekliyorduk.
29
Ve kuvvetimizin her gün böyle arttığını ve destek olarak erzak aldığımızı gören
Lamanlılar korkmaya başladılar ve erzak ve kuvvet alışımızı belki durdururuz
düşüncesiyle ani saldırılara başladılar.
30
Şimdi Lamanlılar'ın bu durumdan rahatsızlık duymaya başladıklarını görünce
onları etkilemek için bir hile düzenlemek istedik; bu yüzden Antipus küçük
oğullarımla çıkıp güya yakındaki bir şehre erzak götürüyormuşuz gibi komşu şehre
yürüyüşe geçmemizi emretti.
31
Ve Antipara şehrinin yakınından geçerek güya ileride deniz kenarındaki şehre
gidiyormuşuz gibi hareket edecektik.
32
Ve öyle oldu ki yanımızda erzak taşıyormuş gibi bu şehre gitmek üzere yürüyüşe
geçtik.
33
Ve öyle oldu ki Antipus ordusunun bir bölümünü şehri savunmak üzere bırakıp öbür
bölümüyle yürüyüşe geçti.
Fakat ben küçük ordumla ilerleyip Antipara şehrine yaklaşıncaya kadar yola
çıkmadı.
34
Ve şimdi, Lamanlılar'ın en kuvvetli, evet, en büyük ordusu Antipara şehrine
yerleştirilmişti.
35
Ve öyle oldu ki casuslarından haber alır almaz ordularıyla çıkıp üzerimize
geldiler.
36
Ve öyle oldu ki onların önünden kuzeye doğru kaçtık.Ve böylece Lamanlılar'ın en kuvvetli ordusunu arkamızdan çekmiş olduk.
37
Evet, onları oldukça uzaklaştırmıştık, öyle ki Antipus'un ordusunun tüm
güçleriyle peşlerinden geldiğini görünce ne sağa ne de sola döndüler; fakat
dümdüz arkamızdan gelmeye devam ettiler ve biz onların amacının Antipus onlara
yetişmeden bizi yakalayıp öldürmek olduğunu sanıyoruz; ve bunu halkımız
tarafından sarılmamak için yapıyorlardı.
38
Ve şimdi tehlikede olduğumuzu gören Antipus ordusunun yürüyüşünü hızlandırdı.Fakat işte gece olmuştu; bu
nedenle bizi yakalayamadılar, Antipus da onlara yetişemedi; onun için geceyi
geçirmek üzere kamp kurduk.
39
Ve öyle oldu ki şafak sökmeden önce, işte, Lamanlılar peşimize düşmüştü.Şimdi onlarla savaşacak kadar güçlü değildik;
evet, küçük oğullarımın onların eline düşmesine izin veremezdim; bu nedenle çöle
doğru yürüyüp yolumuza devam ettik.
40
Şimdi çevreleri sarılır korkusuyla ne sağa ne de sola dönmeye cesaret
edemiyorlardı; ben de sağa ya da sola dönmek istemiyordum; beni yakaladıklarında
onlara karşı koyamayacağımız için bizi öldürüp kaçacaklar diye korkuyordum; ve
böylece bütün gün karanlık çökene dek çölün derinliklerine kaçtık.
41
Ve öyle oldu ki tekrar gün ağardığında Lamanlılar'ın üzerimize geldiğini görüp
önlerinden kaçtık.
42
Fakat öyle oldu ki çok geçmeden peşimizi bırakıp durdular; ve bu yedinci ayın
üçüncü gününün sabahında oldu.
43
Ve şimdi Antipus'un onlara yetişip yetişmediğini bilmiyorduk.Ancak adamlarıma:"İşte, geri dönüp tuzaklarına düşelim diye mi durdular bunu bilmiyoruz!
44
"Bunun için siz ne dersiniz oğullarım, onlara karşı savaşmaya gider misiniz?"
dedim.
45
Ve şimdi sevgili kardeşim Moroni sana derim ki ben böyle büyük bir cesareti asla
görmedim, hayır, bütün Nefililer'in arasında bile böyle cesarete rastlamadım.
46
Çünkü ben onları her zaman oğullarım diye çağırdığım gibi (çünkü hepsi de çok
gençti) onlar da bana:
"Baba, işte Tanrımız bizimledir ve bizim öldürülmemize izin vermeyecektir; o
halde kalk gidelim; eğer kardeşlerimiz bizi rahat bıraksalardı onları katletmek
istemezdik; bu yüzden Antipus'un ordusu onlara yenik düşmeden haydi gidelim"
dediler.
47
Şimdi onlar o zamana dek hiç savaşmamışlardı; yine de ölümden korkmuyorlardı; ve
kendi canlarından daha çok atalarının özgürlüğünü düşünüyorlardı; evet, anneleri
onlara şüphe etmezlerse Tanrı'nın kendilerini kurtaracağını öğretmişti.
48
Ve onlar annelerinin sözlerini bana uzun uzun anlatarak:"Annelerimizin bunu bildiğine şüphemiz yoktur"
dediler.
49
Ve öyle oldu ki ben, iki binimle peşimizden gelen Lamanlılar'la savaşmak üzere
geri döndüm.Ve şimdi
işte, Antipus'un orduları onlara yetişmiş ve korkunç bir savaş başlamıştı.
50
Kısa bir sürede çok uzun mesafe yürüdükleri için yorgun düşen Antipus'un ordusu
neredeyse Lamanlılar'ın eline düşmek üzereydi; ve eğer ben iki binimle geri
dönmemiş olsaydım amaçlarına ulaşacaklardı.
51
Çünkü Antipus ve onun komutanlarının pek çoğu hızlı yürüyüş sonunda yorgun
düştükleri için kılıçtan geçirilerek öldürülmüşlerdi.Dolayısıyla komutanları öldüğü için şaşkına dönen
Antipus'un adamları Lamanılar'ın önünden kaçmaya başlamıştı.
52
Ve öyle oldu ki Lamanlılar cesaretlenip onları kovalamaya başladılar; ve böylece
Lamanlılar büyük bir kuvvetle onların peşinden kovalarken, Helaman iki biniyle
onlara arkalarından saldırdı ve onları büyük bir kırımla öldürmeye başladı; öyle
ki Lamanlılar'ın bütün ordusu durup Helaman'a döndü.
53
Şimdi Lamanlılar'ın geri döndüğünü gören Antipus halkı adamlarını toplayıp
tekrar Lamanlılar'ın arkasından saldırdılar.
54
Ve şimdi öyle oldu ki biz Nefi halkı, yani Antipus'un halkı ve ben iki binimle
Lamanlılar'ın etrafını sarıp onları öldürmeye başladık; evet, öyle ki savaş
silahlarını bırakıp savaş esiri olarak teslim olmak zorunda kaldılar.
55
Ve şimdi öyle oldu ki onlar bize teslim olduktan sonra, işte, benimle beraber
savaşan gençlerin çoğunun öldürülmüş olduğundan korkarak onları saydım.
56
Fakat işte, onlardan hiçbirinin ölmediğini görünce nasıl sevindim anlatamam;
evet ve onlar sanki Tanrı'nın gücüyle savaşmışlardı; evet, böyle mucizevi bir
güçle savaşan insanlar hiç görülmemiştir; ve öyle büyük bir güçle Lamanlılar'a
saldırmışlardı ki onları dehşete düşürmüşlerdi; ve bu yüzden Lamanlılar savaş
esiri olarak teslim oldular.
57
Ve esirlerimiz için yerimiz olmadığından, onları Lamanlılar'ın ordularından uzak
tutup nezaret altında bulundurmak için Zarahemla ülkesine gönderdik ve onlarla
birlikte Antipus'un sağ kalan adamlarından bir kısmını da gönderdik; ve geri
kalanları ise alıp benim Ammonlu gençlerimle birleştirdim ve geri Yahudiye
şehrine doğru yürüyüşe geçtik.
57.
BÖLÜM
Helaman,
Antipara'yı nasıl aldıklarını, Kumeni şehrinin teslim oluşunu ve daha sonra da
bu şehri nasıl savunduklarını anlatır—Ammonlu gençler yiğitçe savaşırlar; hepsi
yaralanmıştır, ama hiçbiri ölmemiştir—Gid, Lamanlı esirlerin öldürülüşünü ve
kaçışlarını bildirir. M.Ö. tahminen 63 yılı.
VE
şimdi öyle oldu ki Kral Ammoron'dan bir mektup aldım; mektubunda eğer aldığımız
savaş esirlerini teslim edersem, karşılığında Antipara şehrini bize bırakacağını
yazıyordu.
2
Fakat krala bir mektup göndererek Antipara şehrini alacak kadar yeterli gücümüz
olduğundan eminiz dedim; ve bu şehir karşılığında esirleri serbest bırakırsak
akılsızca davranmış olacağımızı ve aldığımız esirleri sadece değiş tokuş
şartıyla serbest bırakacağımızı yazdım.
3
Ve Ammoron önerimi reddetti; çünkü esirlerin değiştirilmesinden yana değildi; bu
nedenle Antipara şehrine yürümek için hazırlıklara başladık.
4
Ancak Antipara halkı şehri terk edip istihkâm etmek üzere kendilerine ait başka
şehirlere kaçtılar; ve böylece Antipara şehri elimize düştü.
5
Ve hakimler yönetiminin yirmi sekizinci yılı böylece sona erdi.
6
Ve öyle oldu ki yirmi dokuzuncu yılın başında, Zarahemla ülkesinden ve çevre
ülkelerden erzak yardımı ve ordumuz için altı bin kişilik ek yardım aldık; buna
ilâveten Ammonlular'ın oğullarından altmış tanesi ağabeylerine, benim iki bin
kişilik küçük birliğime katılmak için geldi.Ve işte şimdi güçlüydük, evet ve bize bol
miktarda erzak da getirilmişti.
7
Ve öyle oldu ki Kumeni şehrini korumak üzere yerleştirilen orduyla savaşmak
istiyorduk.
8
Ve şimdi işte, çok geçmeden arzumuzu nasıl gerçekleştirdiğimizi sana
göstereceğim; evet, güçlü kuvvetlerimizle, daha doğrusu güçlü kuvvetlerimizin
bir bölümüyle geceleyin Kumeni şehrinin etrafını erzak yardımı almalarına az bir
zaman kala sardık.
9
Ve öyle oldu ki şehrin çevresinde ordugâh kurup birçok gece bekledik; ancak
kılıcımız üzerinde uyuduk ve Lamanlılar'ın çok defa denedikleri gibi geceleyin
üzerimize gelip bizi öldürmelerini engellemek için nöbetçiler diktik; ancak bunu
denedikleri her sefer onların kanı döküldü.
10
En sonunda erzakları geldi; ve gece vakti şehre girmek üzereydiler.Ve biz Lamanlılar değil Nefililer'dik; bu yüzden
onları yakalayıp erzaklarını aldık.
11
Ve Lamanlılar bekledikleri yardımdan bu şekilde yoksun kalmalarına rağmen, yine
de şehri korumaya kararlıydılar; dolayısıyla bu erzakları alıp Yahudiye'ye,
esirlerimizi ise Zarahemla ülkesine göndermek zorunda kaldık.
12
Ve öyle oldu ki çok geçmeden Lamanlılar yardım geleceği konusunda bütün
umutlarını yitirmeye başladılar; bunun üzerine şehri elimize teslim ettiler; ve
böylece Kumeni şehrini ele geçirme planımız başarıya ulaşmıştı.
13
Fakat öyle oldu ki sayıca çok olmamıza rağmen esirlerimiz çok fazla olduğundan
onları muhafaza etmek için ya bütün gücümüzü kullanmak zorunda kalacak ya da
onları öldürecektik.
14
Çünkü işte, onlar topluca kaçmaya çalışıyorlardı; ve taşla ve sopayla veya
ellerine ne geçirirlerse onunla kavga ediyorlardı; öyle ki savaş esiri olarak
teslim olanların iki binden fazlasını öldürdük.
15
Bu nedenle onların hayatına ya son vermemiz ya da elimizde kılıç onları
Zarahemla ülkesine dek kontrol altında tutmamız gerekiyordu; ve ayrıca
elimizdeki erzak Lamanlılar'dan aldığımız erzaklara rağmen ancak kendi halkımıza
yetecek kadardı.
16
Ve şimdi bu kritik durumda, bu savaş esirleri konusunda bir karara varabilmek
çok ciddi bir mesele olmuştu; neyse ki onları Zarahemla ülkesine göndermeye
karar verdik; bunun için adamlarımızdan bir bölümünü ayırarak esirleri Zarahemla
ülkesine götürmekle görevlendirdik.
17
Fakat öyle oldu ki onlar ertesi gün döndü.Ve şimdi işte, onlara esirlere ne olduğunu
sormadık; çünkü işte Lamanlılar üzerimize saldırmıştı; ve onlar bizi
Lamanlılar'ın elinden kurtarmak için tam zamanında dönmüşlerdi.Çünkü işte, Ammoron onlara yeniden erzak yardımı
ve aynı zamanda kalabalık bir ordu göndermişti.
18
Ve öyle oldu ki esirlerle gönderdiğimiz bu adamlar Lamanlılar'ı durdurmak için
tam vaktinde yetiştiler; Lamanlılar neredeyse bizi yeniyorlardı.
19
Fakat işte, benim iki bin altmış kişilik küçük birliğim her şeyi göze alarak
dövüştü; evet, Lamanlılar'a karşı boyun eğmediler ve kendilerine karşı koyan
herkesi kılıçtan geçirdiler.
20
Ve ordumuzun geri kalan bölümü Lamanlılar'ın önünden geri çekilmek üzereyken,
işte bu iki bin altmış kişi boyun eğmeden ve yılmadan savaştılar.
21
Evet ve onlar verilen her emre itaat edip harfi harfine yerine getirmeye dikkat
ettiler; evet ve onlara inançlarına göre verildi; ve annelerinin onlara
öğrettiğini söylemiş oldukları sözler aklıma geldi.
22
Ve şimdi işte, bu büyük zaferi bu oğullarıma ve esirleri götürmek üzere seçilmiş
olan bu insanlara borçluyuz; çünkü Lamanlılar'ı yenenler onlardı; bu yüzden
Lamanlılar, Manti şehrine geri sürüldüler.
23
Ve şehrimiz Kumeni bizde kaldı; ve hepimiz kılıçtan geçirilmemiştik, ama çok
kayıp vermiştik.
24
Ve öyle oldu ki Lamanlılar kaçıp gittikten sonra, yaralı adamlarımın derhal
ölülerin arasından alınmasını emrettim ve yaralarını sardırdım.
25
Ve öyle oldu ki benim iki bin altmış oğlumdan iki yüz tanesi kan kaybından
baygın yatıyordu; ancak Tanrı'nın iyiliği sayesinde onlardan bir kişinin bile
can vermemesi bizi çok şaşırttı, bütün ordumuzu da sevince boğdu; evet ve
aralarında çok yara almayan bir kişi bile yoktu.
26 Ve
şimdi onların kurtulması, evet, kardeşlerimizden bin kişi ölürken onların sağ
kalması bütün ordumuzu hayretler içinde bıraktı.Ve biz bunu haklı olarak Tanrı'nın mucizevi
gücüne bağlıyoruz.Çünkü onlar inanmaları
öğretilen her şeye canı gönülden inanmışlardı—öyle ki adil bir Tanrı vardı ve
şüphe etmeyen herkes O'nun olağanüstü gücüyle korunacaktı.
27
Şimdi sözünü ettiğim kişilerin imanı buydu; onlar gençtir ve kararlı
insanlardır; ve onlar sürekli Tanrı'ya güvenmektedirler.
28
Ve şimdi öyle oldu ki böylece yaralılarımızın yaralarını sarıp çok sayıda olan
ölülerimizi ve ayrıca Lamanlılar'ın ölülerini gömdükten sonra, işte, Gid'e
Zarahemla ülkesine gitmek üzere yola çıkardıkları esirlere ne olduğunu sorduk.
29
Şimdi Gid, esirleri koruma altında ülkemize götürmek üzere seçilmiş olan bölüğün
başkumandanıydı.
30
Ve şimdi, Gid'in bana söylediği sözler şunlardır:İşte biz esirlerimizle birlikte Zarahemla ülkesine doğru yürümeye başladık.Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın ordugâhını
gözetlemek üzere gönderilen ordumuzun casuslarına rastladık.
31
Ve onlar bize bağırıp:
"İşte, Lamanlılar'ın orduları Kumeni şehrine doğru yürüyorlar; ve işte, onların
üzerine saldıracaklar, evet ve halkımızı öldürecekler" dediler.
32
Ve öyle oldu ki esirlerimiz onların bağırışlarını işittiler; bu da onları
cesaretlendirdi; ve bize karşı ayaklandılar.
33
Ve öyle oldu ki isyan çıkardıkları için kılıçlarımızı üzerlerine indirdik.Ve öyle oldu ki hep birden kılıçlarımızın önüne
atıldılar; sonuçta onların çoğu öldü ve geride kalanlar ise çemberi yarıp
kaçtılar.
34
Ve işte, firar etmelerinin ardından onları yakalayamadığımız için hızlı bir
şekilde Kumeni şehrine doğru yürüyüşe geçtik; ve işte, şehri savunmak için
kardeşlerimizin yardımına tam zamanında yetişmiştik.
35
Ve işte, yine düşmanlarımızın elinden kurtulduk.Ve Tanrımızın adı mübarek olsun!Çünkü işte, bizi kurtaran, evet, bizim için bu
büyük işi yapan O'dur.
36
Şimdi öyle oldu ki ben Helaman, Gid'in bu sözlerini duyunca hepimiz yok
olmayalım diye Tanrı'nın bizi korumakta göstermiş olduğu iyiliğinden dolayı içim
büyük bir sevinçle doldu; evet ve ölenlerin ruhlarının Tanrı'larının rahatına
kavuşmuş olduklarına inanıyorum.
58.
BÖLÜM
Helaman,
Gid ve Teyomner bir savaş hilesiyle Manti şehrini ele geçirir—Lamanlılar geri
çekilir—Ammon halkının oğulları özgürlük ve inançlarını kararlılıkla
savundukları için korunurlar. M.Ö. tahminen 63–62 yılları.
VE
işte, şimdi öyle oldu ki bundan sonra amacımız Manti şehrini almaktı; fakat
işte, küçük bölüklerimizle onları şehirden çıkarmak olası değildi.Çünkü işte, daha önce ne yaptığımızı
hatırlıyorlardı; bu yüzden onları kalelerinden hile ile çekmeyi başaramadık.
2
Ve sayıca bizim ordumuzdan epeyce fazla olduklarından gidip kalelerindeyken
onlara saldırmaya cesaret edemiyorduk.
3
Evet ve kendi topraklarımızdan geri alabildiğimiz ülkenin bu bölgelerini
savunmak için adamlarımızı kullanmamız gerekiyordu; bu yüzden Zarahemla
ülkesinden ek kuvvet ve yeni erzak yardımı alıncaya kadar beklememiz
gerekiyordu.
4
Ve öyle oldu ki böylece ülkemizin valisine bir elçi göndererek halkımın
yaptıkları hakkında kendisine bilgi verdim.Ve öyle oldu ki Zarahemla ülkesinden gelecek
erzak ve kuvvet yardımını beklemeye koyulduk.
5
Fakat işte, bu bizim pek işimize yaramadı; çünkü Lamanlılar'a her gün çok
miktarda yiyecek ve asker yardımı geliyordu; ve bu vakitte halimiz böyleydi.
6
Ve Lamanlılar zaman zaman bize karşı anî saldırılar düzenliyorlardı; bizi
hileyle yok etmeyi kafalarına koymuşlardı; ancak geri çekilme yerleri ve
kaleleri yüzünden onlarla savaşa giremiyorduk.
7
Ve öyle oldu ki içinde bulunduğumuz bu zor durumda aylarca, yiyecek yokluğundan
ölümle göz göze gelinceye kadar bekledik.
8
Fakat öyle oldu ki yardımımıza gelen iki bin kişilik bir ordunun koruması
altında bize gönderilen yiyecekleri aldık; ve kendimizi ve vatanımızı
düşmanlarımızın eline düşmekten kurtarmak, evet, çok kalabalık bir düşmanla
savaşmak için elimize geçen yardımın hepsi buydu.
9
Ve şimdi yaşadığımız bu utancın nedenini ya da onların niçin bize daha fazla
kuvvet göndermediklerini bilmiyorduk; bu yüzden hem üzgündük hem de korku
içindeydik; Tanrı'nın yargılarının herhangi bir şekilde ülkemizin üzerine
gelmesinden, böylece yenik düşüp tamamen yok olmaktan korkuyorduk.
10
Bu nedenle bizi kuvvetlendirip düşmanlarımızın elinden kurtarması, evet ve
ayrıca halkımızın geçimi için şehirlerimizin, topraklarımızın ve malımızın bizde
kalması ve bize bunu gerçekleştirecek gücü vermesi için Tanrı'ya dua edip O'na
içimizi döktük.
11
Evet ve öyle oldu ki Tanrımız Rab uğrayıp bizi kurtaracağına dair bize güvence
verdi; evet, öyle ki ruhumuza huzur konuştu ve bize büyük inanç verdi; ve O'nun
sayesinde kurtulacağımızı ümit etmemizi istedi.
12
Ve bize gönderilen küçük ordumuzla cesaretimiz artmıştı; ve düşmanlarımızı
yenmeye ve topraklarımızı ve malımızı mülkümüzü ve eşlerimizi ve çocuklarımızı
ve özgürlük davamızı korumaya kesinlikle kararlıydık.
13
Ve böylece bütün kuvvetimizle Manti şehrindeki Lamanlılar'a doğru ilerledik ve
şehrin yanındaki çölün kenarında çadırlarımızı kurduk.
14
Ve öyle oldu ki ertesi gün Lamanlılar bizim şehrin yanında bulunan çölün
kenarına kadar geldiğimizi görünce, ordularımızın sayısını ve gücünü anlamak
için her yanımıza casuslarını gönderdiler.
15
Ve öyle oldu ki sayıca kuvvetli olmadığımızı gördüklerinde ve bize karşı
savaşmaya gelip bizi öldürmezlerse bekledikleri yardımı engellememizden
korktukları için ve aynı zamanda kalabalık ordularıyla bizi kolayca alt
edebileceklerini düşünerek, bu yüzden bize karşı savaşmak için hazırlıklara
başladılar.
16
Ve onların bize karşı gelmek üzere hazırlık yaptıklarını görünce, işte, Gid'e
küçük bir kuvvetle çöle gidip gizlenmesini ve aynı zamanda Teyomner ile küçük
bir birliğe de çölde saklanmalarını emrettim.
17
Şimdi Gid ve adamları sağ tarafta ve diğerleri ise sol taraftaydılar; ve onlar
böylece gizlendikten sonra, işte, ben ordumun geri kalan kısmıyla ilk çadır
kurduğumuz aynı yerde kalıp Lamanlılar'ın savaşmaya gelmesini bekledim.
18
Ve öyle oldu ki Lamanlılar kalabalık bir orduyla üzerimize yürüdüler.Ve gelip bizi kılıçtan geçirmek üzereydiler ki
beraberimde olan adamlarıma çöle çekilmelerini emrettim.
19
Ve öyle oldu ki Lamanlılar bizi yakalayıp öldürmeyi o kadar çok arzu ediyorlardı
ki büyük bir hızla peşimize düştüler; bu nedenle arkamızdan çöle kadar geldiler;
ve biz Gid ve Teyomner'in arasından geçtik, öyle ki Lamanlılar onları fark
etmediler.
20
Ve öyle oldu ki Lamanlılar geçtikten sonra ya da orduları geçtikten sonra Gid ve
Teyomner gizlendikleri yerden çıkıp Lamanlı casusların şehre dönmelerini
engellemek için onların yolunu kestiler.
21
Ve öyle oldu ki casusların yolunu kestikten sonra, şehre doğru koşturup şehri
korumak için bırakılan nöbetçilere saldırdılar; öyle ki onları öldürüp şehri ele
geçirdiler.
22
Şimdi Lamanlılar birkaç nöbetçi dışında bütün ordunun çöle sürüklenmesine izin
vermiş oldukları için böyle oldu.
23
Ve öyle oldu ki bu yolla Gid ile Teyomner onların kalelerini ele geçirdiler.Ve öyle oldu ki biz çölde uzun bir süre yol
aldıktan sonra Zarahemla ülkesine doğru yola koyulduk.
24
Ve Lamanlılar Zarahemla ülkesine doğru götürüldüklerini fark edince, bunun
kendilerini yok etmek için hazırlanmış bir plan olmasından çok korktular; bunun
üzerine yeniden çöle, evet, hem de geldikleri aynı yoldan geri çekilmeye
başladılar.
25
Ve işte gece bastırmıştı ve onlar çadırlarını kurdular; çünkü Lamanlılar'ın
başkomutanları Nefililer'in yol yürümekten yorulmuş olduklarını düşünüyordu; ve
Nefililer'in bütün ordularını sürmüş olduklarını zannederek Manti şehri
konusunda bir endişeleri olmadı.
26
Şimdi öyle oldu ki gece olunca adamlarımı uyutmadım, başka bir yoldan Manti
ülkesine doğru ilerlemelerini emrettim.
27
Ve gece vakti yol aldığımızdan, işte ertesi gün Lamanlılar'dan çok ilerideydik;
böylece onlardan önce Manti şehrine vardık.
28
Ve öyle oldu ki bu hileye başvurarak Manti şehrini kan dökmeden ele geçirmiş
olduk.
29
Ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın ordusu şehre yaklaşıp kendileriyle karşılaşmaya
hazır olduğumuzu görünce hayretten dona kaldılar ve o kadar çok korktular ki
çöle kaçtılar.
30
Evet ve öyle oldu ki Lamanlılar'ın orduları ülkenin bütün bu bölgesinden kaçıp
gittiler.Fakat işte,
yanlarında ülkeden birçok kadın ve çocuğu da götürdüler.
31
Ve Lamanlılar tarafından alınan şehirlerin hepsi şimdi bizim elimizdedir; ve
Lamanlılar'ın esir alıp götürdükleri dışında bütün herkes, babalarımız,
eşlerimiz ve çocuklarımız kendi evlerine geri dönmektedir.
32
Fakat işte, bu kadar çok sayıda şehri ve bu kadar çok mülkü koruyabilmek için
ordumuz küçük kalmaktadır.
33
Fakat işte, bu topraklar üzerinde bize zafer kazandıran Tanrımıza güveniyoruz;
öyle ki bize ait olan bu şehirleri ve toprakları elimize geçirdik.
34
Şimdi hükümetin bize daha fazla kuvvet göndermemesinin nedenini bilmiyoruz;
yanımıza gelen bu adamlar da daha fazla kuvvet alamayışımızın nedenini
bilmiyorlar.
35
İşte, bilemiyoruz; belki de başarılı olamadınız ve kuvvetlerinizi ülkenin o
bölgesine çekmek zorunda kaldınız; eğer öyleyse şikayet etmek istemiyoruz.
36
Ve eğer öyle değilse, işte, hükümet içinde bazı bölücü grupların olmasından
korkuyoruz; öyle ki hükümettekiler bize daha fazla askeri yardım göndermiyorlar;
çünkü ellerinde bize gönderilenden daha fazla adam olduğunu biliyoruz.
37
Fakat işte, bu önemli değil.Ordularımız zayıf olsa da Tanrı'nın bizi
kurtaracağına, evet, bizi düşmanlarımızın elinden kurtaracağına güveniyoruz.
38
İşte, bu yirmi dokuzuncu yılın sonudur ve topraklarımız elimizdedir; ve
Lamanlılar, Nefi ülkesine kaçmıştır.
39
Haklarında övgü dolu sözler söylediğim Ammon halkının bu oğulları benimle
birlikte Manti şehrindedir; ve Rab onlara destek olmuştur, evet ve onları
kılıçtan geçirilmekten korumuştur; öyle ki içlerinden bir can bile ölmemiştir.
40
Fakat işte, aldıkları onca yaralara rağmen, Tanrı'nın kendilerini özgür kıldığı
hürriyete çok sıkı bağlıdırlar; ve Tanrıları Rab'bi her gün hatırlamaya özen
gösterirler, evet, onlar Tanrı'nın yasalarına, hükümlerine ve emirlerine uymaya
sürekli dikkat ederler; ve gelecekle ilgili peygamberliklere inançları
kuvvetlidir.
41
Ve şimdi, ey sevgili kardeşim Moroni, bizi kurtaran ve özgür kılan Tanrımız Rab
seni huzurundan hiç eksik etmesin; evet ve bu halktan yardımını esirgemeyip
bizim geçimimiz için gerekli olup Lamanlılar'ın elimizden aldıkları bütün mal ve
mülkümüzü geri almakta seni başarılı kılsın.Ve şimdi, işte, mektubuma burada son veriyorum.Ben, Alma'nın oğlu Helaman'ım.