Malta'dan İki Kardeşin Tanıklığı
Biz ikimiz çocukluk arkadaşıyız. Aynı yerde büyüdük ve aynı okullara gittik. Birbirimizden hiç ayrılmıyorduk ve hatta 5 yıl aynı evde beraber kaldık. Bir gün Ankara’da gezerken bir İncil standı gördük ve oradaki kişi bizimle İsa’yı paylaştı. Bizi bir ev toplantısına çağırdı ve biz toplantıya gittik. Bir süre sonra İsa’ya iman ettik. Bir çok Protestan gruplarına katıldık ve Türkiye’de köylere İncil dahi dağıttık ve insanlarla İsa’yı paylaştık. Ama toplulukta bazı şeyler yanlış yapılıyordu, başlarda hep yetkisiz kişiler vardı ve Tanrı’nın hizmetinde çalışan insanların kötü şeyler yaptığına şahit olduk. İnsanlar sadece vaaz veriyorlardı, ama iş eyleme gelince yapmıyorlardı.
Biz Tanrı’ya şunu sorduk. Tanrım senin istediğin bu mu? Gerçek kilisen burası mı? Değilse dünyada herhangi bir yerde senin hoşnut olduğun bir kilise var mı? Bütün samimiyetimizle Tanrı’ya dua ettik. Rab’den bir şeyler duymaya çalışıyorduk.
Bir gün Esinleme kitabini okurken bir ayet gözümüze çarptı. Esinleme 2.bölüm 1-7 ayetleri arasında elçi olmadıkları halde kendilerini elçi diye tanıtanlardan bahsediyor. Kilisenin başlangıçtaki sevgisinden uzaklaştığını eğer tövbe etmezlerse kandilliğini yani kilisesini Tanrı yerinden kaldıracağını, diğer bir deyişle Rab’bin başlangıçtaki gerçek kilisesinden sonra Rab’bin kilisesini kaldıracağından bahsediyor. Biz Tanrıya bu ayetin cevabini sorduk ve ayrıca Tanrı bize rüya yoluyla mesaj yolladı. Ben ve Murat aynı evde kalıyorduk. Bir gece bir rüya gördüm ve kalktığımda Murat’la paylaştığımda o da benimkinin neredeyse aynısını görmüş.
Rüya şöyle: Biz bir küçük sandalda denizde bir yerlere doğru gidiyorduk. Birden önümüzde İsa’yı gördük. Suyun üstünde ellerini açmış ve diğer eliyle bir yerleri gösterip şöyle dedi. Oğullarım kılıçlarınızı çekin ve beni takip edin. Ve biraz sonra kayboldu. Rüya kısaca böyle. Biz bu rüyayı Rab’bin bizi bir yerlere çağırdığını ve orada bize gerçeğini göstereceği seklinde yorumladık.
Ve internetten ada ülkelerini araştırmaya başladık. Malta’yı bulduğumuzda neden orası olmasın dedik ve o gün Malta’ya gitmeye karar verdik. Fakat oraya gitmek için yeterli paramız yoktu; beraber kaldığımız evdeki bütün eşyaları sattık. Halıya kadar bütün eşyaları satıp uçak bileti ve yanımıza biraz para kaldı. Ne zorluk çıkarsa çıksın biz bu işe iman etmiştik. Çünkü bunu Rab’bin bir çağrısı olarak görüyorduk.
Malta’ya geldiğimizde çok geçmeden adapte olduk. Bir gün başkent Valletta’da gezerken İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi’nden olan Elderlarla (yaşlılar veya ihtiyarlarla) tanıştık. Onlara durumumuzu anlattığımızda Joseph Smith’in de bizimki gibi aynı soruları sorduğunu anlattılar ve Joseph Smith’in Tanrı tarafından seçilmiş modern Peygamber ve Tanrı’nın kilisesini restore etmek için seçip esinlediği kişi olduğunu söylediler. Ve gerçek kiliseyi Tanrı’nın onun aracılığıyla yeryüzünde tekrar kurduğunu söylediler ve bize Mormon Kitabı’nı verdiler. Tabi ki İngilizce’ydi kitap. Biz kitabı incelemeye başladık ve eski antlaşma ve yeni antlaşmayla karsılaştırdık ve şaşırtıcı bir şekilde hiçbir çelişki bulamadık ve sürekli Elderlarla buluşmaya ve onlara kafamızdaki soruları sormaya devam ettik ve bütün sorularımıza tatminkar ve mantıklı cevaplar aldık ve artık yüreğimiz gerçeğe doğru ilerliyordu.
Elderlar bu sözlerin gerçek olup olmadığını anlamamız için dua etmemiz gerektiğini söylediler. Bizler de dua edip Tanrı’nın bize bu Mormon Kitabı’nın doğru olup olmadığını göstermesini istedik ve dua ettiğimizde içimizde büyük bir huzur ve esenlik hissettik ve tüm sözlerin Tanrı esiniyle yazıldığı ve gerçek kilisenin Son Zaman Azizler kilisesi olduğunu anladık. Ve iman ettik.
Evet, dün de hayatımızın en güzel gecesini yaşadık. Çünkü vaftiz olduk - yeni bir kapıdan girdik. Kardeşler bizim için harika bir vaftiz töreni hazırlamışlar. Ve tanıklığımızı herkes dinledi. Aksam saati olmasına karşın birçok kişinin vaftizimize gelmesi bizi çok mutlu etti. Gerçekten harika insanlar. İlahiler söyledik birkaç kardeş tanıklığını anlattı; daha sonra vaftiz havuzuna girdik ve sanki suya girdiğimizde su gerçekten bize derin geldi. Sudan çıkamayacağımızı düşündük. Girip çıktıktan sonra sanki kus gibi hafiflemiştik. Sanki her an kanatlanıp uçacak gibiydik. Suya bütün yüklerimizi bırakmıştık sanki. Sanki gerçekten toprağın altından yeni çıkmış ve güneşi yeni görmüş bir bitki gibiydik. Yeni, yeniden ve gerçekten ve gerçek kilisede doğmuştuk. O an anki heyecanımız ve sevincimiz kelimelerle anlatılamaz. Bütün kardeşler bizi tebrik etti ve başkan ve diğer kardeşler bize büyük teşvik verdiler.
Tanıklığımızı onlara da anlattık. Bizden büyük teşvik aldıklarını söylemeleri ve onlar için iyi örnek olduğumuzu söylediklerinde hissettiğimiz sevinç büyüktü. Türkiye’ye döndüğümüzde Son Zaman Azizler topluluğa katılmak ve hizmet etmek istiyoruz. Aslında Tanrı bize nereyi gösterirse biz orada hizmet etmeye hazırız. Biz her konuda Tanrıya itaat etmek istiyoruz. Tam yetişmiş birer Mormon olmak istiyoruz. Bu konuda gerçekten samimiyiz. İçimizdeki kurtulmuşluk coşkusu başkalarının da kurtulmasını istiyor. İster Türkiye’de ister yurtdışında nerede olursak olalım. Tanrı’nın isteğine göre yaşamak ve Son Zaman Azizler kilisesinin üyesine yaraşır bir şekilde yaşayıp iyi tanıklar olmak istiyoruz. Tanrının gücüyle büyük isler yapacağımıza inanıyoruz. Malta’daki kardeşler bizi iyi tanıyorlar. Onlarla derin bir ilişkimiz var.
Rabbin gerçek kilisesi dünyanın her yerinde olsun, adı her yerde duyulsun. 3.Nefi: 27:8 Müjdeyi her durumda duyurmak gerekiyor. Bizler müjdeden utanmıyoruz, kimseden de korkmuyoruz. Tanrı gücümüzdür ve bizden yanadır.
SEVGİLER....